Astroloji Sözlüğü

ASTROLOJİ SÖZLÜĞÜ

Açı: Bir astrolojik harita içindeki gezegenlerin birbirileri arasında ya da asc, mc gibi belirli noktalarla derece üzerinden kurduğu geometrik ilişkiye denir. Kelimenin kökeni Latincedeki “Bir nesneye veya birine bakmak” anlamına gelen “aspectus” kelimesinden gelmektedir.

Açısal: Dört açısal evden birinde ya da o evlerle ilişkili ev başlarından biriyle bağdaştırıldığında, bir gezegenin “açısal” olduğu söylenir.

Açı Kalıbı: Bir açı kalıbı, belirli bir model veya formasyon oluşturacak şekilde bir grafikte birkaç gezegenin bir düzenlemesidir. Genellikle, belirli yönleriyle yakından yapılandırılmış birden fazla gezegeni içerir; bu da, grafiğe bakarken ön plana çıkan geniş bir geometrik şekle neden olur. Modern batı astrolojisinde T-square, Grand Cross, Grand Trine, Mistik Dikdörtgen, Yod ve Uçurtma vardır. Stelliumlar bazen yön desenlerinin genel başlığı altında ele alınır.

Aks: Bir astrolojik harita içindeki dört önemli köşe noktası ile ilişkilidir. Bunlar 1. Ev girişi asc, 4. Ev girişi ıc, 7. Ev girişi dsc ve 10. Ev girişi mc dir. Farklı ev sistemlerinde bazı noktaların yerleri ev girişlerinden bağımsız olabilir.

Aversiyon: İki gezegene, beş Ptolemik açıdan (kavuşum, sekstile, kare, üçgen, karşıt) herhangi biri tarafından konfigüre edilmeyen işaretler içerisindeyken endişe içinde oldukları söylenir. 150’lik açı dır ve bu birbirini görememe olarak adlandırılır. Örneğin, Merkür Yengeç’te, Mars Kova’da ise, o zaman iki gezegen birbirinden kaçınacaktır, çünkü her iki gezegenin işaretleri arasında element ve nitelik açısından bir bağlantı bulunmamaktadır.

Benefik (İyicil):
Astrolojide, benefik terimi, astrolojik yorumlamalar bağlamında faydalı ya da olumlu bir anlam taşıyan bir şeyi belirtmek için kullanılır. Pratikte bu terim sıkı bir anlamda veya genel anlamda kullanılır:

Benefikler: Venüs ve Jüpiter

En sıkı anlamıyla, “yararlı” terimi genellikle sadece geleneksel olarak Venüs ve Jüpiter olarak tanımlanan yararlı gezegenlerden birine atıfta bulunur. Bu, bu çizelgede olumlu ya da yapıcı anlamlar olarak görüldükleri için, bu iki gezegene “iyi iş yapanların” (agathopoios) olarak geçtiği eski Yunan metinlerinde yapılan bir sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Bu, “kötücüler” (kakopoios) olarak adlandırılan, bir grafikte olumsuz ya da yıkıcı anlamlar olarak görülen “malefik” gezegenlerle, Mars ve Satürn ile tezat oluşturur. Bu bağlamda, geleneksel metinlerin çoğunda, bir “yararlı” ya da “yararlı bir gezegene” yapılan atıf, Venüs ve / veya Jüpiter’e atıfta bulunur.

Boşlukta Olma: Ay başta olmak üzere bir gezegen bir burçta ilerlerken diğer burca geçmeden önce artık önünde yapacağı başka açı kalmamışsa bu durumda boşlukta demektir.

Çift bedenli burçlar: Değişken burçlar olan İkizler, Başak, Yay ve Balık burçlarını ifade etmek için kullanılır.

Dekanlar: Astrolojide dekanlar, ekliptikteki her biri 10 derece olan 36 segmenttir. Genellikle, on iki zodyak burcunu üçte ikiye bölmek için kullanılırlar. Mısır Dekanları: Eski Mısır’da dekanlar başlangıçta 36 sabit yıldızla ilişkilendirilmiştir.. Daha sonra, Mısır ve Mezopotamya astrolojik gelenekleri M.Ö. 1. yüzyılda sentezlendiğinde, 36 dekan Zodyak’ın 12 burcuyla birleşti. 1. yüzyıldan sonra, astrolojik gelenekte dekanlara anlam ifade eden iki büyük sistem ortaya çıkmıştır:

Keldanililerin Yöntemi: İlk ve görünüşte daha eski yöntem, gezegenlerin Keldani düzenine dayalı olarak dekanların her birine görünen yedi gezegenden birini atamaktır. Bu yöntem, 1. yüzyıldan 17. yüzyılın başlarına kadar geleneksel batılı kaynaklarda sıklıkla kullanılmaktadır. Bu metoda göre sistem aşağıdaki gibidir: Dekanlar – Keldani düzeni versiyonu: Koç: Mars, Güneş, Venüs Boğa: Merkür, Ay, Satürn İkizler: Jüpiter, Mars, Güneş Yengeç: Venüs, Merkür, Ay Aslan: Satürn, Jüpiter, Mars Başak: Güneş, Venüs, Cıva Terazi: Ay, Satürn, Jüpiter Akrep: Mars, Güneş, Venüs Yay: Cıva, Ay, Satürn Oğlak burcu: Jüpiter, Mars, Güneş Kova: Venüs, Merkür, Ay Balık: Satürn, Jüpiter, Mars Ortaçağ ve Rönesans geleneklerinde bu dekanlar seti beş temel asalet özelliklerinden biri haline geldi. Bir gezegen Keldani emir sistemine göre kendi bölümündeyse “yüz” tarafından onurlandırıldığı söyleniyordu. ‘Yüz’, Helenistik geleneğin dekenatlarına atıf yapan kelimelerden biri olan prosop Yunan teriminin bir çevirisidir.

Üçlü Dekan Yöntemi: Birinci metinden daha sonra geliştirilmiş gibi görünen ikinci yöntem, işaretlerin her birinin üçte ikiye bölünmesini ve ardından atamaların aynı üçlü yapıda olan diğer burçlara dayandırılmasını içerir. Bu yöntemde, her burcun ilk 10 derecesi burcun kendisine aittir, burcun ikinci 10 derecesi ise sıraya göre gelen bir sonraki burca ve daha sonra bu burcun son 10 derecesi de element olarak aynı üçlülüğe sahip zodyak sırasındaki bir sonraki burç ile ilişkilendirilir. Örneğin, 0 dereceden 10 dereceye kadar Koçun ilk dekanı, Koç’un kendisine aittir. 10 ila 20 derecelik Koçun ikinci 10 derecesi, bir sonraki ateş burcu olan Aslan’a aittir. Üçüncü 10 derecelik Koç, 20 ila 30 derece arasında, Aslan’dan sonraki ateş burcu olan Yay’a aittir. Bu ikinci yöntem, 20. yüzyıla kadar batı astrologlarıyla popüler hale gelmesine rağmen, Hint astrologları tarafından çok erken bir aşamada kullanılmış gibi görünüyor. Modern astrolojide ikinci yöntem, ilk astrolojiden daha yaygın bir kabul görmüş görünmektedir.

Deklinasyon: Deklinasyon, bir gökcisminin gök ekvatorundan kuzey veya güneye doğru uzaklığı demektir.

Dispozitör: Bir dispositor, başka bir gezegenin bulunduğu işareti düzenleyen bir gezegendir. Örneğin, Venüs Başak’ta ise, Merkür, Venüs’ün dispositörüdür, çünkü Merkür, Zodyak burcu Başak’ı yöneten gezegendir. Terim, dispositorun ikamet yerinde bulunan gezegeni idare etmede veya kontrol etmede bir rolü olduğu kavramsallaştırmayı ima eder.

Ekliptik: Güneş, Ay ve gezegenlerin üzerinde hareket ettiği gözlenebilen düzlemdir.

Evler (Table of Houses): Aslında bu ‘Gökyüzünün Evleri’ diye anılır ve dünya üzerindeki uzayun 12 bölüme ayrılması ile oluşur. Bu bazı ev sistemlerinde 30 derecelik eşit on iki kısma bölünebildiği gibi birbirinden farklı büyüklükteki evlere de bölünebilir. Evler saat yönünün tersine doğru sıralanırlar. 1. Evden başlayıp 12. Eve doğru sıralanan bu evler Koç’tan Balık burcuna doğru burç sırasının da ifade ettiği anlamlarla dünyadaki olayların sıralanışı şeklindedir. Astroloji’de bu evlere hangi burç ve gezegen düşüyorsa buna göre yorum yapılır.

Fokalizör: Doğum haritasında gücü vurgulanan ve stratejik konumda olan bir gezegeni ifade eder.

Geri hareket etme (Retrograde): Yeryüzünden bakıldığında gezegenlerin gözlemlenmesi sırasında meydana gelen bir olaydır. Dünyamızın hızı ile gezegenin hızı arasındaki fark açıldığında ortaya böyle bir görüntü çıkar. Gezegen önce yavaşlar, sonra durur, sonra da geri gidiyormuş gibi görünür.

Gezegenlerin geri hareket etme süreleri şu şekildedir;

Merkür: 4 ayda bir 3 hafta kadar
Venüs: Bir buçuk senede bir yaklaşık 42 gün kadar
Mars: 2,5 senede bir yaklaşık 90 gün kadar
Jüpiter: 1,5 senede bir yaklaşık 120 gün kadar
Satürn: Her yıl yaklaşık 130 gün kadar
Uranüs: Ortalama 5 ay kadar
Neptün: Ortalama 5,5 ay kadar
Plüton: Ortalama 5-6 ay kadar

Horoskop: Horoskop terimi, astrolojide en az üç farklı anlam veya kullanıma sahiptir. Her tanım aşağıda verilmiştir:

1. Güneş işareti sütun Bu noktada horoskop terimi için en yaygın kullanım, burçların on iki işaretinin her biri için kısa tahminlerin verildiği Güneş burcu astrolojisi sütunlarına atıfta bulunmaktır. Bu astrolojinin 1930’larda ve 40’lı yıllarda o zamanlarda gazetelerde görünmeye başlayan sütunlarla yaygınlaşmaya başladığı düşünülmektedir.

2. Astrolojik Tablosu Horoskop terimi bazen astrologlar tarafından gezegenlerin konumlarını ve zaman içindeki belli bir anda birbirleriyle olan ilişkilerini gösteren bir diyagram olan astrolojik bir “grafiği” ifade etmek için kullanılır. Bu bağlamda, bir kişinin Horoskop’u doğum grafiğine atıf yapabilir, ancak diğer grafikler türlerine atıfta bulunmak için daha genel olarak kullanılabilir.

3. Yükselen ve Saat İşaretleyicisi Yükselenin orijinal terimi, horoskopos idi ve bu da Yunanca’da “saat işareti” anlamına geliyordu. Burası horoskop teriminin başlangıçta türetildiği yerdir, ancak bu tanımlamada yalnızca yeryüzüne ya da bazen ilk eve atıfta bulunmak için kullanılır ki bu da yükseleni belirlemek içindir.

Işıklar: Güneş ve Ay aynı zamanda ışıklar olarak ifade edilirler.

İkincil Evler: 2, 5, 8 ve 11. Evlerdir.

Kazimi: Kazimi, Güneş’le birleşime yakın olan gezegenleri, Güneş’in “kalbinde” oldukları anlamına gelen, bir Ortaçağ astrolojik terimidir. Kazimi, “kalpte olduğu gibi” anlamına gelen Arapça kelimenin Latince tercümesidir. Arapça terim kelimenin tam anlamıyla “kalpte” anlamına gelen Yunanca egkardios (ἐγκάρδιος) teriminin bir çevirisi gibi görünüyor. Yunan terimi ve konsepti, MS 6. ya da 7. yüzyılda yaşayan Mısırlı Rhetorius’un eserinde ilk defa ortaya çıkıyor. Daha sonra konsept, 9. yüzyılın başında Sahl ibn Bishr’in eserinde Arapça olarak ortaya çıkıyor. Sonunda 12. ve 13. yüzyıllardaki Ortaçağ Latin eserlerinde, örneğin Guido Bonatti’nin çalışmalarında ortaya çıkmaya başladı. Kavramın astrolojik anlamı, gezegenler için iyileştirici ve güçlendirici bir faktör olduğu düşünülüyor. Geleneksel Batı Astrolojisinde Güneş’le birleşmeye, özellikle 15 dereceye yakın olan gezegenlerin zayıflamış olduğu düşünülür; çünkü ışıkları Güneş ışığıyla örtülür veya aşırı etkilenir. Kazimi bu genel kuralın bir istisnası olarak ortaya çıkmış gibi görünmektedir, bu nedenle bir gezegen Güneş’in belirli bir aralığında olduğunda artık zarar görmemektedir. Bir gezegenin “kalpten” veya cazimi olarak kabul edilmeden önce Güneş’e ne kadar yakın olması gerektiği konusunda bazı erken Ortaçağ kaynakları arasında bir anlaşmazlık olduğu görülüyor:

1. Rhetorius ve Sahl’a göre, bir gezegen, Güneş’le bir derecelik bir bağın içinde olduğu andan itibaren “kalpten” kabul edilir.

2. El-Qabisi ve Bonatti’ye göre, bir gezegen, Güneş’le birleşmeden sonraki 16 dakika içinde “kalpten” kabul edilir. Daha önceki yazarların kavramı bir derecenin daha geniş bir değerine göre tanımladığı görülürken, daha sonraki Ortaçağ ve Rönesans astrologlarının çoğu 16 dakikalık değer kullanıyordu.

Malefik (Kötücül): Astrolojide malefik terimi, astrolojik yorumlamalar bağlamında zararlı veya negatif bir anlam taşıyan şeyleri belirtmek için kullanılır. Pratikte bu terim sıkı bir anlamda veya genel anlamda kullanılır:

Malefikler: Mars ve Satürn

En sıkı anlamıyla, “zararlı” terimi genellikle yalnızca Mars ve Satürn olarak geleneksel olarak tanımlanmış olan zararlı gezegenlerden birine atıfta bulunur. Bu, bu iki gezegenin astrolojik bir çizelgede olumsuz veya yıkıcı anlamlar olarak görüldüğü için, “kötücül” ya da “kötülük yapanlar” (kakopoios) olarak geçtiği eski Yunan metinlerinde yapılan bir sözleşmeden kaynaklanıyor. Bu, “iyi iş yapanların” (agathapoios) olarak adlandırılan iki “yararlı” gezegen, Venüs ve Jüpiter ile zıttı, çünkü bir grafikte olumlu veya yapıcı anlamlar sağladığı düşünülüyordu. Bu bağlamda, geleneksel metinlerin çoğunda “zararlı” ya da “zararlı bir gezegene” yapılan atıf, Mars ve / veya Satürn’e yapılan atıftır. Malefik Teriminin Genelleştirilmiş Kullanımı Genel anlamda, “zararlı” terimi, bazı olumsuz ya da potansiyel olarak kötü bir anlama sahip olduğu düşünülen bir şemadaki her şeyi belirtmek için kullanılabilir. Örneğin, Pluto gezegeni geleneksel olarak bir yararlı ya da zararsız gezegen olarak sınıflandırılmasa da, bazı astrologlar, bunun bazı olumsuzluklarla ya da koşullarla ilişkilendirir. Grafikte yer alan diğer cisimler veya noktalar da zararlı olarak etiketlenebilir veya işlevsel olarak sadece “olumsuz” veya “zararlı” denilen bir şey sağlayabilir. Ayrıca, Hint astrolojisinde kullanılan, bazı gezegenlerin bazı evlerin iktidarının bir sonucu olarak “işlevsel açıdan zararlı” olabileceği bir kavram da vardır; bu, doğal olarak zayıf gezegenlerden biri olmamasına rağmen, bazı olumsuzluklara sahip olabilir ya da kendi içindeki durumuna bağlı olarak grafikte zararlı etkileri ifade eder.

Negatif Burçlar: Toprak (Boğa, Başak, Oğlak) ve Su (Yengeç, Akrep, Balık) üçlülerindeki burçları ifade eder. Oryantal: Güneş’ten önce doğan ve Güneş’in doğu yönünde kalan gezegene denir. Ayrıca bu şekilde olan gezegene doğusal gezegen denir. Örneğin Merkür Güneş’ten önce doğuyorsa ona doğusal denir.

Öncü Evler: 1, 4, 7 ve 10. Evlerdir.

Partil: İki gezegen aynı açı derecesi içinde açı alıyorlarsa bu durumda partil olurlar. Örneğin 11 derece Yay burcundaki bir Güneş yine 11 derece Aslan burcundaki bir Mars’a Partil üçgen yapmaktadır.

Peregrin: Bir gezegen Asalet Tablosuna göre yerleştiği burçta yönetici, yücelen, zararlı ve düşüşte olduğu burçlardan birinde değilse bu duruma peregrin denir.

Sekt: Gündüz ve Gece haritası olarak ayrıma tabi tutulan bir haritada gündüz ve gece gezegeninin kendine ait olan kısımda olup olmadığını ifade etmek için kullanılır. Bir gezegen haritada kendi yarım küresinde bulunuyorsa ona “kendi sektinde” bulunuyor denir.

Transit: Gezegenlerin gökyüzünde bulunduğu pozisyonu ifade etmek için kullanılır. Transit eden gezegen bir natal doğum haritası için ona etki eden dışsal olayları anlamak için kullanılır. Benzer şekilde transit eden gezegenlerin birbirleri arasındaki açılanmalara bakarak da yorumlar yapılabilir.

Unsurlar: Burçlar dört unsura göre ifade edilir. Bunlar Ateş, Toprak, Hava ve Su’dur. Bunlara üçlüler de denir.

Üçüncül Evler: Bunlar 3, 6, 9 ve 12. Evlerdir.

Vertex: Ana meridyenin Batı’da “Ekliptik” i kesitiği noktaya denir. Doğu yönünde kestiği nokta ise Anti-Vertex’tir. Astroloji’de ilişkiler ile ilgili olarak yoruma dahil olan noktalardır.

Yönetici: Bir ışık (Güneş veya Ay) ya da gezegen kendi yönettiği burçta yerleşmişse bu en güçlü temel asalet olarak ifade edilir. Örneğin Mars Koç burcunda, Ay Yengeç burcunda ya da Jüpiter de Yay burcunda ise asaleten Yönetici’dir.

Zararlı: Bir ışık (Güneş veya Ay) ya da gezegen kendi yönettiği burcun tam karşısında yerleşmişse bu en zararlı temel asalet olarak ifade edilir. Örneğin Satürn Yengeç burcunda, Güneş Kova burcunda ya da Mars Terazi burcunda ise asaleten Zararlı’dır.